Ana içeriğe atla

Arnavutluk

Arnavutluk Gezim: Berat, Sarande ve Tiran
Arnavutluk, gerek tarihi, gerek doğal güzellikleri gerekse de çok çeşitli etnik ve dini yapısı ile ziyaret edilmesi gereken ülkelerden biri. Türk vatandaşlarından vize istememesi ve ucuz uçak bileti imkanı ile ziyaret etmesi bizim açımızdan kolay bir ülke. Resmi dilleri olan Arnavutça, bazı Türkçe kelimelere sahip olsa da kendine özgü bir dil ve diğer dillerin gramer yapılarıyla pek bağlantısı olduğu söylenemez. Arnavutluk seyahatim boyunca yerel halktan İngilizce bilen pek fazla kişiyle tanışamadım. Bunun yerine gözlemlediğim kadarıyla İtalyanca bilen sayısı daha fazla. Tabi coğrafi konumu ve siyasi ilişkileri gereği İtalya ile yakın olmasının bunda etkisi olduğunu düşünüyorum. Kültürel olarak ise bize çok yabancı değiller. Osmanlı mimarisini ve mutfağını gittiğiniz her yerde bulmak mümkün. Türk dizilerine hayranlar ve Türk olduğunuzu öğrenince Ezel ve Kurtlar Vadisi gibi bir zamanlar ülkemizde de çok popüler olan dizilerden bahsediyorlar (en azından bahsetmeye çalışıyorlar.


Ekonomileri, diğer Balkan ülkelerinde olduğu gibi zayıf ve işsizlik oranı çok yüksek. Birçok yerde inşaat halinde olan ve uzun bir süre de tamamlanamayacağı söylenen irili ufaklı binalarla karşılaştım. Sorduğumda ise, para olmadığı için bir çok projenin yarım kaldığı bilgisine ulaştım. İnsanlar çok komik paralara saatlerce çalışıyorlar ve paralarını alamadıkları da olabiliyormuş. Örneğin; günde 12 saat bir pizzacıda çalışıp ayda bizim paramızla 400 lira kazanan insanlar var. Her ne kadar geçim şartları Türkiye’den daha ucuz olsa da, yine de Arnavutluk şartlarında bile çok düşük kabul edilen maaşlara çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu yüzden olur da bir kafede bir şeyler yer veya içerseniz, çalışanlara küçük de olsa bir bahşiş bırakmayı unutmayın. Zamanında yurt dışına gidip yerleşen ve iş sahibi olan birçok Arnavut var ve Arnavutluk’taki ailelerine her ay para gönderiyorlar. Ancak bu şekilde geçinebilen binlerce insan olduğunu öğrendim. Ülkenin etnik ve dini yapısı yine diğer Balkan ülkeleri gibi çok çeşitli. Berat’da gittiğim bir berber Arnavuttu ve bana müslüman olduğunu söylemişti mesela. Gittiğiniz her yerde cami ve kilise görmeniz mümkün.


Türkiye’de alışık olduğumuz kuralsız araç kullanımına burada da rastlıyoruz.Hatta öyle anlara şahit oldum ki, bizimkileri arar oldum! Elbasan’dan Berat’a yolculuğum sırasında minibüsteki muavin, kapının hemen girişinde bulunan ve hatta neredeyse kapıdan çıkıp düşecek durumda bulunan bir koltuğa oturdu ve kapı da açık bir şekilde, normal olanı buymuş gibi seyahat etti. O koltuğun neden oraya yerleştirildiği zaten bambaşka bir konu. Güvenlik kelimesine bu anlamda pek yabancılar. Ülkedeki trafiğin ve kuralsızlığın neden bu halde olduğuna Tiran’a gidene kadar anlam verememiştim. Tiran’da bir ücretsiz yürüyüş turuna katıldım ve rehberin anlattığına göre; Komünist dönemde halkın araç kullanımı yasak olduğu için, 90’lı yıllarda ancak araç kullanmaya başlamışlar ve bu yüzden Arnavutluk’ta araç kullanımı bugün bu haldeymiş. Yol kenarlarında mezar taşları görürseniz pek yadırgamayın. Hemen hemen ülkenin her yerinde trafik kazasından ölenlerin mezar taşlarına, kaza yaptıkları noktaya koyulmak kaydıyla rastlayabiliyorsunuz. Bu olumsuz tabloya rağmen yine de herhangi bir kaza ile karşılaşmadım ve Arnavutluk seyahatim sorunsuz geçti. Biz, kurallara uymayan sürücülere ve onların araç kullanım tarzına ülkemizden alışığız ancak olanlara anlam veremeyen birçok Avrupalı gezgin tanıdım.

Arnavutluk gezim boyunca Berat, Sarande ve Tiran’ı ziyaret ettim. Ulaşım, konaklama ve yeme-içme ucuz olduğundan yüksek bir bütçeye de ihtiyaç duymadım.


Berat gezi yazısı için lütfen tıklayın
Sarande gezi yazısı için lütfen tıklayın
Tiran gezi yazısı için lütfen tıklayın