Bosna-Hersek Gezim: Banja Luka, Mrkonjic Grad, Jajce, Saraybosna ve Mostar
Bosna-Hersek gezime, kağıt üstünde ve harita üzerinde göz gezdirince Bosna-Hersek sınırları içerisinde görünen ancak bir şekilde Sırbistan’a bağlı olduğunu öğrendiğim Banja Luka adlı şehirden başladım. Burada her tarafta Sırbistan bayraklarını görebilirsiniz. Savaş yıllarının gerginliği hala hissediliyor. Ülkenin kuzeyi ve güneyi arasında gerek etnik gerekse dini açıdan oransal olarak farklılıklar mevcut. Jajce ve sonrasında Saraybosna’ya gidene kadar Bosna’da veya bir diğer deyişle bir müslüman ülkesinde olduğumu söylemek zordu. Ancak Saraybosna’ya adımımı attığım andan itibaren işte dedim burası bizden bir yer! Gerek insanları, gerek yemekleri gerekse de kültürel açıdan neredeyse aynıyız. Osmanlı mimarisinden bahsetmeye gerek bile duymuyorum. Gezim boyunca aslında diğer Balkan ülkelerinde de yaptığım gibi bol bol börek yedim ama buradaki daha lezzetliydi belki de psikolojik olarak daha lezzetli olması gerektiğine inandığım için böyle geldi. Her yerde Türk ailelere, çiftlere ve gezginlere rastlamanız mümkün. Kendimi adeta Türkiye içerisinde bir iki farklı şehir ziyaret ediyormuşum gibi hissettim. Bosna-Hersek, ekonomisi yine diğer Balkan ülkeleri gibi zayıf bir ülke ve işsizlik oranı da oldukça yüksek. Türkiye’den gönderilip şehir içi hatlarda kullanılan otobüsleri ve Türk firmalarının reklamlarını hemen hemen her yerde görmek mümkün. Özellikle bu bizden aldıkları otobüslerin üzerleri Efes, Kapadokya veya İstanbul gibi Türkiye’nin gözde turizm noktalarının reklamlarıyla giydirilmiş. Bizde popüler olan bazı bisküvi ve çikolata markalarını da marketlerde bulabilirsiniz.

Bosna-Hersek oldukça yeşil bir ülke. Yolculuklarınızda genelde bir ormanın içinden geçiyorsunuz. Bununla birlikte Bosna-Hersek tam bir su zengini ülkeymiş. Öğrendiğim kadarıyla Bosna-Hersek’in su kaynakları tüm Avrupa’ya yıllarca yetecek kadar zenginmiş. Ancak her nedense suyu önce Hırvatistan’a satıp daha sonra pet şişeler içerisinde ithal ediyorlarmış. Sorduğumda, bunun siyasi ve ekonomik bir saçmalık olduğunu ancak ellerinden bir şey gelmediğini söylediler. Zaten savaş yıllarından sonra gerek ekonomik gerekse sosyal anlamda hala toparlanmaya çalışıyorlar. Müzeleri gezip anlatılanları dinlediğimde, Sırpların gözü dönmüşlüğünün ve işgal çabalarının ne boyutlara ulaştığını görmek üzüntü vericiydi.
Bosna-Hersek oldukça yeşil bir ülke. Yolculuklarınızda genelde bir ormanın içinden geçiyorsunuz. Bununla birlikte Bosna-Hersek tam bir su zengini ülkeymiş. Öğrendiğim kadarıyla Bosna-Hersek’in su kaynakları tüm Avrupa’ya yıllarca yetecek kadar zenginmiş. Ancak her nedense suyu önce Hırvatistan’a satıp daha sonra pet şişeler içerisinde ithal ediyorlarmış. Sorduğumda, bunun siyasi ve ekonomik bir saçmalık olduğunu ancak ellerinden bir şey gelmediğini söylediler. Zaten savaş yıllarından sonra gerek ekonomik gerekse sosyal anlamda hala toparlanmaya çalışıyorlar. Müzeleri gezip anlatılanları dinlediğimde, Sırpların gözü dönmüşlüğünün ve işgal çabalarının ne boyutlara ulaştığını görmek üzüntü vericiydi.
Bosna-Hersek gezim boyunca Banja Luka, Mrkonic Grad, Jajce, Saraybosna ve Mostar’ı ziyaret ettim. Bosna’yı ziyaret etme şansı elde ettiğim için mutluyum. Sizlere de özellikle Saraybosna’yı ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Birkaç gün yeterli olacaktır. Daha sonra ise Mostar’da 1 gün geçirmenizi tavsiye ederim. Jajce ise rotanız üzerindeyse uğramanız gereken yerlerden birisi. Banja Luka ve Mrkonic Grad'a yolunuz düşmedikçe ve mecbur kalmadıkça gitmenizi tavsiye etmem. Zamanınızı başka güzel yerlere saklamanızda fayda var.
Saraybosna gezi yazısı için lütfen tıklayın
Mostar gezi yazısı için lütfen tıklayın
Saraybosna gezi yazısı için lütfen tıklayın
Mostar gezi yazısı için lütfen tıklayın