Ana içeriğe atla

Makedonya

Makedonya Gezim: Manastır, Ohrid ve Üsküp


Makedonya gezime Üsküp ile başladım. Karadağ’ın başkenti Podgorica’dan bir gece otobüsü ile uzun süren bir yolculuğun ardından Kosova’dan da geçerek Üsküp’e adım attım. Makedonya’yı ziyaret ettiğimizde, kendinizi yine Türkiye’de bir başka şehri ziyaret ediyormuş gibi hissedeceksiniz ancak aynı anda da yurt dışında olduğunuzu hissettiriyor. Her yerde Türkçe konuşmaları duyabilirsiniz. Bizdeki kafe ve restoranların neredeyse birebir kopyalarına rastlayabilirsiniz. Özellikle gelen müşteri profili ve menüler bize hiç yabancı değil.Türk turist gruplarına ve tur otobüslerine rastlamanız mümkün. Otellerde veyap pansiyonlarda kalırken sizden pasaportunuzu istiyorlar ve sisteme kaydediyorlar. Bosna’da istememişlerdi. Makedonya’nın genelinde kilise ve camiler yine yanyana bulunuyor. Halkın alım gücü düşük ve ortalama maaşlar yine yetersiz. Türkiye’deki gelişmeleri takip ettiklerine bir iki kez şahit oldum ve ben pek öyle düşünmesem de bizim ekonomimizin sağlam olduğunu söylediler.


Üsküp’te kaldığım pansiyonun sahibi güzel bir Türkçe ile karşıladı beni.Kendisi Osmanlı Türkleri’nden olduğunu ve beni ağırlamaktan memnun olduğunu söyledi. Daha sonra Ohrid’e gittiğimde yine kaldığım evin sahibi pasaportumu görünce bana sarıldı ve hoşgeldin dedi. Bosna’da da bana oldukça sıcak davranmışlardı ama en çok Makedonya’da bu sıcaklığı ve samimiyeti hissettim diyebilirim. Girdiğiniz dükkanlarda veya restoranlarda İngilizce konuşmak yerine direkt Türkçe konuşabilirsiniz. Belki çok iyi Türkçe bilmeyebilirler ama en azından sizinle iletişim kurabileceklerdir. Neredeyse tüm döviz bürolarında Türk Lirası bozdurabilir veya satın alabilirsiniz.

Makedonya gezimde Üsküp ve Ohrid’i ziyaret ettim ve çok memnun kaldım. Sizlere de gönül rahatlığıyla ziyaret etmenizi tavsiye edebilirim.